Işık hızını bu kadar özel yapan şey aslında ne ? Neden evren bu ışık hızıyla özel bir anlaşma yapmış gibi görünüyor ? -herhangi bir gözlemciye göre, fotonları saniyede 300 bin km hızla hareket etmeye zorlayan ne ? – herhangi bir şey bundan daha hızlı hareket edebilir mi? Görünen o ki edemiyor. Peki ama neden ? Yoksa ışığın hızı simülasyon dünyamızın içinde yer aldığı bilgisayarın render alma hızı mı Güneşten ışık hızıyla yolculuk etmeye başlarsan 45 dakika sonra sistemdeki ilk gezegene ancak varırsın ki o da Jupiter ve dünya için hala 3 gezegen daha var. Bu gezegenlerin her birinin birbirinden uzaklığı jupiterin güneşe olanından 2 kat daha fazla. Gerçekten de Güneş sistemi akıl almaz bir şey. Peki ışık hızıyla yolculuk ettiğimizde aslında zaman durmuş olmuyor mu? Hatta ışık hızını geçtiğimizde zamanı geri almak sözkonusu mu olacak ? Peki ışık hızıyla seyahat ettiğimizde eğer zaman duruyorsa, o zaman güneşten çıkan ışığın dünyaya yolculuğu saatler sürmez bir anda olmaz mı yani ışık doğdu ve bemmm dünya.. öncelikle bilmemiz gereken, ışık, gama dalgalarından radyo dalgalarına kadar giden elektromanyetik spektrumun küçük bir şeridi. Yani biz aslında elektromanyetizmin hızından söz ediyoruz Evrendeki bu ışık hızı dediğimiz konunun çok daha derin başka birşeyle ilgisi var. “nedensellik etkisi” Peki ama nedensellik ilkesinin neden bir üst limit hızı var ve de neden bu hız ışık hızıyla aynı? Bunlardan önce fizikteki en önemli iki görüşü hatırlayalım. 1632 yılında, italya’da Galileo dünyanın evrenin merkezi olmadığı ileri sürmüş ve başı derde girmişti. Kitabında üzerinde neredeyse daha önce hiç konuşulmamış başka bir fikir daha vardı; “Görelilik prensibi” Bu tam olarak Einstein’in görelilik kanunu olmasa da muhteşem bir ön bilgilendirme idi. Sadece dünya değil güneş sistemimiz veya herhangi başka bir sistemin özel bir yeri olmadığı gibi, hiçbir hızın da özel olmadığını savundu. Bu prensibin akabinde Isaac Newton “hareket yasalarını” sistematikleştirebildi. Ardından 1800’lü yıllara geldiğimizde dahi bilim insanı James Clerk Maxwell ile elektrik ve magnetizmin keşfedilmemiş dünyasına daldık. Bu yasaları denklemleştirmeyi başaran ilk insan. 1800’lerin sonlarına doğru biz artık Maxwell’in denklemleri, Newton’un mekaniği ve çok çeşitli olağanüstü teorilere sahiptik. Yani gayet iyi durumdaydık ama sanki matematiksel olarak korkunç derecede yanlış bir şey hakkında ipuçları oluşmuştu. Öncelikle kuantum dünyası ortaya çıkmaya başlamıştı. Maxwell denklemleri kutsal Galilean göreliliği konusunda karışıklık yarattı. Newton’un mekaniğinde bile sonsuz ışık hızını ima eden varsayımları kullanıyoruz ki bu gerçekten çok yanlıştı. Çünkü eğer sonsuz bir hız söz konusu ise bu aynı zamanda uzay zaman ve de madde gibi şeylerin var olmadığı anlamına geliyor. Peki bu maxwell’in denklemlerinin yanlış olduğu anlamına mı geliyordu ? hayır, bu Galelio’nun dönüşüm metodolojisi yanlışıydı aslında. Yani Newton mekaniğini dönüştüren kural Şöyle ki; klasik mekanikte farklı referans sistemleri için hızlar eklenip çıkarılarak yani Galileo dönüşümleri kullanılarak bulunmaktadır. Yani 80km/s hızla giden trenin içinde ileri doğru 3km/s hızla yürüyen yolcunun hızı 80+3 = 83km/s olmaktadır. Fakat trenin farlarından çıkan ışığın hızı = ışık hızı + 80km/s çıkmaktadır ki bu sonuç ışığın hızının sabit olduğunu söyleyen elektromanyetik teori ile çelişir. İşleyen doğru olan tek dönüşüm Lorentz dönüşümü diye adlandırılan oldu. Ki bu teori Einstein’in görelilik kuramından bile daha önce ortaya çıktı. Ancak, lorentz kuramına bağlı olarak zaman ve uzayın nasıl bir bağlantısı olduğunu söyleyebilen bunu saptayan Einstein oldu. Ve bu da nedensellik hızını ölçmeye yaradı. Lorentz teori özetle; her iki hızdaki farklı kareleri düzelten matematiksel yapı Fiziğin kuralları hız yön konumdan bağımsız olarak hep aynı çalışıyor. Yani dünya güneş etrafında güneş samanyolu galaksi etrafında dönüyor. Burada pozisyon, yön konum ve hız arasında müthiş farklar var. ama ölçümlerimizde belirli bir noktadan yola çıkmamız gerekiyor ve biz burada ışığın hızını baz alıyoruz. Aslına bakarsanız lorentz dönüşüm kuralı da gösteriyor ki burada baz alınan hız ışığa ait değil, nedenselliğe ait. Bu hız kainatın iki ayrı ucunun birbiriyle iletişim kurabilme hızı. Aslına bakarsanız işin gerçeği, gözlemcinin bu durumu ölçümleyebilme hızı. Yine bu herhangi kütlesiz bir parçacığın seyahat etme hızı. DEVAMI VİDEOMDA
Işık hızının ışıkla gerçekten bir alakası var mı?
- AdviceAl
- 12 Haziran 2020
- 1.3K views
- 4 minute read
AdviceAl
AdviceAl; Geleneksel medya ve satış kanallarına ek olarak yenilikçi ürünlere, global dağıtım kanalları ve hibrit iş modellerine giderek artan talep karşısında müşterilerimize karşılaştıkları zorluklara cevap verebilecekleri entegre hizmetler sağlıyor.